Sağlıklı Yaşam İçin Yapabileceklerimiz Nelerdir?

Daha Fazla Bilgi

Sağlıklı Yasam Planı

(06-01-2025)

Sağlıklı Yaşam İçin Yapabileceklerimiz Nelerdir?

Sağlık, çoğumuza başlangıçta verilmiş olduğu için değerini ancak onu kaybettiğimizde anlarız. Yaşama avantajlı başlayabilir, ancak zamanla bu avantajı kaybedebiliriz. Yaşama dezavantajlı başlayanlarımız ise sağlıklarına yatırım yaparak zamanla daha güçlü bir konuma geçebilirler. Yaşama sağlıklı başlamak avantaj gibi görünse de zamanla bu avantajın korunması gerektiğini fark ederiz. Tarih boyunca insan sağlığını etkileyen koşullar ve bu koşulların yönetimi, sağlığın dinamik bir süreç olduğunu göstermiştir. 1700'lerde ortalama yaşam süresi yalnızca 30 yıl iken, günümüzde bu süre yaklaşık 80 yıla ulaşmıştır. Bu etkileyici artış, yaşam koşullarının iyileşmesi, tıp ve bilimdeki ilerlemeler sayesinde gerçekleşmiştir.

 

Hayata sağlıklı başlamak, çocuğun doğum öncesinden başlayarak yaşamının ilk dönemlerinde fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak en iyi koşullarda büyümesini ve gelişmesini ifade eder. Bu süreç, çocuğun ilerleyen yaşlarda sağlıklı bir yaşam sürmesi ve hastalıklara karşı dirençli olabilmesi için temel bir zemin oluşturur. Bu sürecin doğru yönetilmesi sadece annenin tek başına yapabileceği bir durum değildir, hem ailevi destek hem de sağlık hizmeti sağlayıcılarının bu süreçte etkisi çok önemlidir. Doğum öncesi, doğum sırasında ve doğum sonrasında sağlık titizlikle takip edilmelidir.

 

Hayata dezavantajlı başlamak ise, fiziksel, zihinsel veya duyusal engellerle doğan çocuklar, doğumda prematüre veya düşük ağırlıklı bebekler, kronik hastalık veya genetik bozukluklarla doğan çocuklardır. Bu çocuklar uygun sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimde yetersizliklerle karşılaşabilir. çeşitli sosyal, ekonomik, coğrafi ve fiziksel koşullar nedeniyle yaşamlarının erken dönemlerinde temel sağlık, eğitim, güvenlik ve refah hizmetlerine erişimde zorluk yaşayabilirler. Hayata dezavantajlı başlayan çocuklar için mutlaka eşitlikçi sağlık politikaları uygulanmalı, engelli ve özel gereksinimli çocuklar için programlar yürütülmelidir.

Hayata avantajlı veya dezavantajlı başlamak bizlerin elinde değildir. Ancak sağlığın sabit bir durum olmadığını hem avantajlı hem de dezavantajlı dünyaya gelenler için sağlığın sürekli bir gelişim süreci olduğunu unutmamalıyız.  Kendi kaderimizi kendimizin yazabileceği fikri çok gerçekçi bir fikir olmasada elimizden geleni yapabiliriz. Bu noktada, bireysel çabalarımızın önemi büyüktür. Sağlığı bir süreç olarak görüp yaşam tarzımıza yatırım yapmalıyız. Sağlıklı bir yaşamın temel taşları arasında düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, yeterli uyku ve stres yönetimi bulunur. Bunlar küçük adımlar gibi görünse de uzun vadede büyük farklar yaratır.

 

1700'lerde insanların sağlıkla ilgili dertleri, o dönemin yaşam koşulları, tıbbi bilgi düzeyi ve hijyen anlayışıyla yakından ilişkiliydi. Tıbbi bilgi yetersizdi; hastalıkların çoğunun nedenleri bilinmiyordu. Tedaviler sıklıkla bitkisel ilaçlara, kan alma ve sülük kullanımı gibi yöntemlere dayanıyordu. Aşılar yeni yeni geliştirilmekteydi. Romatizma, gut ve diş hastalıkları gibi kronik rahatsızlıklar yaygındı, ancak etkili tedavi yöntemleri yoktu.

 

Günümüzde ise en önemli sağlık sorunları, modern yaşam tarzı, çevresel etkiler ve genetik faktörlerin bir kombinasyonuyla ortaya çıkmaktadır. Bu sağlık sorunları genellikle hem bulaşıcı olmayan kalp damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıklar hem de pandemiler, hem de antibiyotik direnci sebebi ile tedavie dilemeyen enfeksiyon hastalıkları ve HIV/AIDS gibi bulaşıcı hastalıklar olarak iki ana grupta incelenebilir.

Bulaşıcı olmayan hastalıklar 2021'de en az 43 milyon insanı öldürdü, ve 2021'de 18 milyon kişinin 70 yaşından önce ölmesine sebep oldu. Bu erken ölümlerin %82'si düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmiştir. 2021 yılında bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde kardiyovasküler hastalıklar 19 milyon ile birinci sırada yer alıyor, bunu 10 milyon ile kanserler, 4 milyon ile kronik solunum yolu hastalıkları ve 2 milyon ile diyabetin neden olduğu böbrek hastalığı ölümleri dahil diyabet takip ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yayınlamış olduğu bu rakamlar yaşam süresinin son 300 yılda ortalama 50 yıl artmış olmasına rağmen yaşamımız boyunca neden sağlıklı olmak için dengeli bir yaşam tarzı benimsememiz gerektiğine işaret ediyor. Kronik hastalıkların, bağışıklık sistemi hastalıklarının ve ruh sağlığı ile ilişkili hastalıkların artışı, beden, ruh ve zihin sağlığımızı dengeli bir biçimde desteklememizin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Hareketsiz yaşam tarzı, işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, stres kaynaklı uykusuzluk endüstriyel insanın sağlığını tehdit eden temel unsurlardır.  

Tıp ve bilimdeki gelişmeler hastalıkların tedavi edilmesinde çok önemli başarılar sağlamış olsa da kronik hastalıkların tedavisi mümkün olmadığı için, ortaya çıkmadan önlenmesinin önemi gün geçtikçe daha da çok anlaşılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada, yaşam süresinin uzaması sonucunda daha sağlıklı bir yaşam sürmemize olanak sağlayacak yaşam tarzı değişikliklerinin kronik hastalıkları önleme potansiyeli üzerinde güçlü bilimsel kanıtlar bulunmaktadır. Dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, stres yönetimine odaklanmak ve yeterli uyku almak gibi adımlar, sağlık sürecimizi olumlu yönde etkileyebilir.

Ayrıca bu adımlar, modern tıp ile doğal yöntemleri harmanlayarak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı desteklememize yardımcı olabilir.

 

 

Referanslar:

https://www.who.int/health-topics/noncommunicable-diseases#tab=tab_1

https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/noncommunicable-diseases